29 Ağustos 2017 Salı

Doğu Ekspresi İle Sarıkamış

Ne zamandır hayalimdi.. Doğu ekspresi..

Kış tatili mi yapsak muhabbeti Alpler'den başladı; Bulgaristan'a, Gürcistan'a kadar gitti. Ama bir şekilde Doğu ekspresine çevirdim konuyu ve herkes ikna oldu. Sonunda kendimizi trende bulduk.

Doruk'la nasıl oldu diye sorular geldi. Çok da güzel oldu, pek de güzel oldu. Nasıl olacak diye düşünürsen gidemeyebilirsin. O yüzden bunu aklımın ucundan bile geçirmiyorum. 'Harika olacak, Doruk bayılacak'tı başından beri aklımdan geçenler. Ki öyle de oldu.

Bir yataklı, bir kuşetli vagon aldık. İkisini de deneyimlemiş olduk. Yataklı vagon, odasındaki lavabosu ve daha az kişiye hizmet veren tuvaletleriyle daha konforlu. Kuşetli vagon da daha çok gençler tercih ettiği için daha renkli. İkisi arasında mekik dokumak ise en güzeli. Doruk yaşına daha yakın insanlar bulduğu için kuşetli vagonu daha çok sevdi. Bizim vagonu değil ama.. Abilerle ablaların vagonunu :) Bu arada küçük bir not düşmek istiyorum. Eğer giderseniz bloglardan okuyup görürsünüz, tren Erzurum'da durduğunda daha önceden ararsanız cağ kebabı alabiliyorsunuz. Gerçekten açsanız alın sadece. Yoksa pek bir anlamı yok.





Çok keyifli yolculuğumuz Sarıkamış'ta sona erdi. Biraz yorulmuş olabiliriz ama değmedi mi? Değdi. Bence herkes denemeli. 

Tren maceramız bitti, Sarıkamış macerası başladı.

Sarıkamış tek kelimeyle muhteşem. Kristal kar dünyada yalnızca iki yerde var. Biri Alpler, diğeri de Sarıkamış. Pırıl pırıl parlıyor. Ve düşünce çok acıtmıyor :)

Gökyüzü masmavi olduğunda en tepeye çıkıp yumuşacık karların üstüne yatıp seyredeceksin. Temiz havanın ve manzaranın tadını çıkaracaksın. Sonra da dünya varmış ya diyeceksin.

Sarıkamış'ta inince servisle otele gittik. Habitat Otel'de kaldık orda. Otelin sahibi Gülsüm Hanım müthiş tatlı bir insan. Hastalandığımda Doruk'la ilgilendi. Nasıl olduğumu takip etti. Ve gerçekten çok içtendi. Sarıkamış'a tekrar gideceğim muhakkak ve kalacağım yer de belli.

İlk gün Doruk'a kayak hocası tuttuk. Keyif alırsa tatil boyunca kaymayı öğrenir, biz de fırsattan istifade kayarız diye düşündük. Hocasının elini tuttu, "bis kaymaya gidiyoyus" diye arkasına bile bakmadan gitti :)

Biz de snowboard yaptık öğrenebildiğimiz kadarıyla. Aslında pek de zor değilmiş, ben bile yapabiliyorsam herkes yapar, inanın. Kendimi küçümsemek için söylemiyorum. Kasık fıtığı nedeniyle bütün okul yıllarım boyunca beden eğitimi derslerine bile giremedim ben. İki adım koşsam benim için spordu. Bu yüzden kaba motor beceriksiziyim. Ama yokuş boyunca hızlanarak ve de düşmeden kaymayı öğrendim iki günde. Bir de çok güzel düşüyorum, sanırım ilk öğrenilmesi gereken şeyi ben zaten biliyordum çok düşen bir insan olarak :) Bir dahaki sefere tam anlamıyla öğrenebilmek için kendim için de hoca tutacağım. Çok sardı, evet :)

Bir iki kaydık, telesiyejle yukarı çıkarken bir baktık Doruk hocasının kucağında otele dönüyor :) Bir buçuk saatte pestili çıkmış. Muhtemelen korkunca kasmıştır kendini. Üç yaş Doruk için erkenmiş, onu anladık. Sonraki günlerde biz dönüşümlü kayarak Doruk'la ilgilendik. Aslında otelde oyun odası varmış, ebeveynler kayarken çocukları oraya bırakabiliyormuş ama biz çok geç fark ettik. Zaten sonra hasta oldum, birilerinin benle ilgilenmesi gerekti :)


Yemek salonunda küçük bir sahne vardı. Doruk geldi gitti, baktı. Sonunda dayanamadı çıktı ve şarkısını söyledi. Bu senenin hitlerinden: Bak Postacı Geliyor :) Alkışını da alınca mahcup bir şımarması vardı ki sormayın.

Kars'a kadar gitmişken kaz eti de yedik tabi. Gerçekten çok güzel. Et sevmeyen biri olarak söylüyorum. Denemek lazım.








Çok keyifli bir tatildi benim için. Bir hayalimi gerçekleştirip bir korkumu yendim. Çocukla bir şeyler yapmaktan çekince duymayın. Biraz daha yorucu olabilir ama çoooook daha eğlenceli olduğunu unutmayın. 




Hiç yorum yok:

Yorum Gönder