10 Ocak 2015 Cumartesi

D-Man Trabzon'da

Duydum ki Trabzon maceramızı yazacakmışsın kadın. Bu fotoğrafla başlamanı istiyorum. Yazının başında patron kim anlasınlar. Evet, buralarda patron benim. Buraların ağası gibiyim. Şu gördüğünüz göbeği de burda büyüttüm. Havaalanından bizi aldılar, daha gelirken yolda 'bu ne biçim çocuk, bu kadar hareket olur mu' demeye başladılar. Eve geldik beni bu iskemleye hapsettiler. Daha doğrusu öyle sandılar. Koskoca 8 aylık hayatımda böyle saçma bir şey görmedim. Beni buraya hapsedebileceğini mi düşündün sen heheeyy! Ayağa da kalkarım, dışarı da zıplarım, şurdan bi kemençe havası açın horon bile yaparım. E burası yeni bir ev, ben de bebek olduğuma göre keşfetmem lazım. Ama kalkıp köşede bucakta ne varmış araştırmaya başlamadan önce şöyle bi fotoğrafımı çek bakim. Koğuş ağası gibi çek kadın. Tesbih yok muydu yeaa. Bişey yapıyosak racona uygun olsun bari. Tesbih getir dedim kadın.


Ben burayı çok sevdim kadın. Bu çekmeceler ne kada da rahat açılıyor. Bizim evdekiler ne öyle ya, değiştirin onları. Bunlar güzel bunlar. Bunlardan yaptırın. Şuna bak kaymak gibi kayıyor. Ananeeee. Ben bu çekmeceleri yeniden düzenliycem. Beğenmedim bu halini. Şunları bi dışarı alalım. Şunları da. Hofffff. Hepsini dışarı almak lazım şimdi. Çok işim var benim kadın. Sen git içeri. Başımda beklemene gerek yok. Ben hallederim buraları. Sonra gelicem yanına. Bak valla gelicem. Yok mu? Bi tane poşet veriyim sana.




Ananemin zulası burdaymış. Hah, tamam ya ben de tam bunu arıyordum. Bi tane içsem şundan romatizmalarıma iyi gelir mi acaba? Su getir kadın. Bakma öyle.






Bütün çekmeceleri düzenlemek çok yordu beni. Kadın bana bi kahve yap, yorgunluğumu alır dedim. Yapamazmış. Neymiş efendim ben kahve içemezmişim. Senin saçını başını yolar, içebiliyor muymuşum gösterirdim ben sana ama dua et ki çok yorgunum. Seninle sonra ilgileneceğim. Madem kahve içemiyorum, dedem kavun almıştı bana ondan yiyeyim bari. Kadın sen de boş boş oturma. Fotoğraf çek de kavun nasıl yenirmiş öğrensin millet.





Hava çok güzel kadın. Sahile gidelim biraz. Çay içeriz. Çay da mı yok. Şu elimdekini görüyor musun? İşte onu sana atasım var çok fena. Ama henüz hedefi tutturma konusunda tam başarı sağlayamadım. Atarım, alakasız bir yere gider. Karizmayı çizdirmeyelim boşuna. Nasılsa sen beni bi ara kucağına alacakın. İşte o zaman çeneni ısırmazsam bana da Doruk demesinler. Hatta bir iki gün daha sabredebilirsem dişim de çıkacak. O zaman ısırırım, daha çok acır. Evet ya, bunu iyi düşündüm bak.

Neyse hadi çıkalım artık.





Şöyle bi selfie çekeyim kendime. Bu arada bu araba da gözümden kaçmadı değil. Tangır tungur yoldaki her çakıl taşını hissettim. Ne tembelmişsin sen kadın. Benim arabamı alsaydın ya, ben taşırdım. Bunu burda bırakalım. Gerek yok dönerken taşıma bence boşuna.



Bak senle bi anlaşma yapalım. Bana balkafa demene izin veriyorum ama sadece başbaşayken. Öyle milletin içinde söyleyince karizmamı dağıtıyorsun. Olmuyor. Boşuna büyütmedik bu göbeği. Şöyle yapalım. Başkalarının yanında bana patron, ağam, paşam falan de. Sonra eve gidince şaparız onu tamam?



Bak bu güzel işte. Gerçi güneşten yine sarı kafam parlamış ama elimde tesbih var gibi de çıkmış. Sen bunu koy bloga. Yanına da şey yaz, Doruk Ağa koğuştan haraç toplarken. Offf ya kızlar hasta olacak bana. Değil mi kadın? Sırıtma da bişey söyle.



 
Dedem nerde? Gitti mi? Kaçırdım mı? Kadın sana beni erken kaldır demedim mi? Dedemle yaylaya gidecektim. Değirmende mısır unu öğütmeyi deneyecektik. Kıskanıyorsun sen beni. Maceracı ruhumu çekemiyorsun. Beni engellemeye kısıtlamaya çalışıyorsun sürekli. Ne? Memiş Ağa Konağı'na mı gideceğiz. Haa, tamam o zaman yeaa. O da uyar bana. Foursquareden puanına bakmıştım, baya yüksekti.





Şu ananem alem kadın. Ağzımı açayım diye yapmadığı şey kalmadı. Ama helal olsun, ondan başkası ağzımı açtıramıyor. Hayatımda yemediğim kadar yemek yedim burda. O ilk fotoğrafta gördüğünüz göbek var ya, işte o göbek burda oldu. Her seferinde yeni bi teknik geliştiriyorum ağzımı açmamak için, ama o da boş durmuyor sürekli geliştiriyor kendini. Baksana şu halime. Fotoğrafta ağzım kapalı çıksın diye o kadar dikkat ettim halbuki.






Noluyo burda? Madem kahvaltı yapacaktık beni niye evde yedirdiniz? Ne cimrisin kadın. Bi kahvaltıyı mı esirgiyorsun benden. Görürsün sen. Neyseki çok yememiştim. Şurdan bi kaşık muhlama ver bakim.




Bu patikler benim kendim için seçtiğim ilk eşyam. Annem denemek için ayağıma giydirdi, aslında başka bi tane almak istemişti ama ben bunları çıkarttırmadım ayağımdan. Kıyametleri koparttığım da doğrudur. Parasını öderken bile çıkarmadım. Yok yeaa. Çıkarsaydım da başka alsaydı. Bunlar iyi, hem sıcak tutuyor.





Oldu o zaman ben kaçar. Babaneme gidiyorum. Üzülmeyin yine gelicem. Daha fırsat bulup düzenleyemediğim çekmeceler var. 

Bi de bugün dişim çıktı benim. D-Man tek diş oldum bi süreliğine.









Trabzon'a geldik bana bi Trabzon simiti almadın. Şu abla da olmasa tadına bakmadan gidecektim. Sen niye böylesin kadın? Eve gidince bu konuyu konuşalım. Sana biraz çekidüzen vermemiz lazım.








O zaman 'baba ben geliyorum, bekle beni' selfiesi çekeyim. Baya oldu adam nerdeyse 1 ay, özledim seni. Sana bi de sürprizim var.








Doruk beni unutmamış dedi adam yeaa. Beni ne sandıysa artık. Şşşş sen benim gözüme baksana bi. Bende kolay unutacak göz var mı? Gel bi sarılalım gel. Dur çekil. Şurda güzel bi kız var. Çekilsene be adam önümden.





O kadar Trabzon'a gitmişim babama hediye almadan dönmek olmaz dedim. Demez olaymışım. Ben sürpriz yapacağımı sanırken asıl sürprizi o bana yaptı. Meğer biz Trabzon'dayken o Antalya'ya ordan da Madrid'e gitmiş. İş için diyor ama bende bunu yiyecek göz var mı? Beni sepetleyip gezmeye gitmiş işte. Bal gibi ortada. Hadi Antalya neyse de Madrid'e gitmeyecekti. Bunu bana yapmayacaktı. İntikamım çok acı olacak. Bunu çok iyi düşünüp planlamam lazım. İz bırakacak bir şey olmalı. Mesela Las Vegas'a gidip bütün paraları pokerde harcayabilirim ama yaşımın tutması için çok beklemem gerekir. Başka bişey, başka bişey bulmalıyım. Ama ne?



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder